Evlilik Terapisi

07.12.2021
318
Evlilik terapisi, evlilik sorunlarına tarafsız, profesyonel bir üçüncü göz ile bakmaktır. Sorunlar nedir, sorunların kökeni nedir, sorunların maliyeti nedir, eşlere ne tür manevi maliyetler öder, eşlerin seçenekleri nedir, evlilikteki sorunların oluru, olmazı nedir gibi sorulara birtakım metodlarla ayrıca bakılır. Evlilikte yaşanan sorunlar genelde mahremiyet içerir. Başka insanlarla konuşması, paylaşması, başkalarına danışması zordur. Hatta yakınlara danışılsa da pek işlevsel cevaplar alınmaz çünkü her kafadan bir ses çıkar. Herkes kendi gözü ile hatta kendi yakını ile o evliliği ve sorunları değerlendirir. Bu nedenle bu tür danışmaların sonucu eşlere çok yardımcı olmaz. Bunun için bir tarafsız göze ihtiyaç vardır. Bu gözün profesyonel bir ehliyeti olmalıdır. Hep birlikte durum anlaşılmaya çalışılır. Evliliğinde sorun yaşayan insanlar genelde giderek o evliliğin içinde yorulmaya başlarlar. Bir kısırdöngü yaşanır. Eşlerden her ikisinin de yaşam enerjisi düşebilir ve evlilik sorunları hayatın diğer cephelerini etkilemeye başlar. Evlilikte sorunlar olduğunda, eşler genellikle birbirini suçlar, eşler arası bir mücadele oluşur. Bazen de her bir eşin kendi içinde bir mücadelesi olur. Bazen kopukluk, derin bir sessizlik, suskunluk olur; eşler neredeyse vazgeçmişlerdir, umutsuzlardır. Kimi zaman eşler ayrılık yönünden de bir inisiyatif alamaz. Bu da evlilikte tatsız bir halin sürmesine, günlerin günleri kovalamasına yol açar. Böyle bir noktada evlilik terapisine ihtiyaç olabilir. Durum analizi yapılır, ne yapılabileceğine bakılır. Evlilik terapisinde genelde eşlerden bir tanesi daha heveslidir. Ancak evlilik terapisi için eşlerin her ikisine de ihtiyaç vardır. Çünkü eşler evliliği kendi gözünden anlatır. Bir de dışarıdan nasıl göründüğü önemlidir. Bu nedenle evliliği her iki eşten dinlemek gerekir. Evlilik ikili bir var olma biçimidir, tekli bir yaşam değildir. Ancak insanlar zaman zaman kendini çok haklı görür, zaman zaman eşini suçlar. Evlilik terapisi en temelde “siz haklı mı olmak istiyorsunuz yoksa mutlu mu olmak istiyosunuz, bu kısırdöngüden kurtulmak istiyor musunuz” diye sorar. Terapinin başında temel soru budur. Öncelikle bunu cevaplayabilmek gerekir. Evlilik terapisi gerektiren durumlar Evlilik terapisine eşler genelde geç gelmiş oluyor. Terapi için geç kalınmış olunuyor. Çünkü sorunlar daha derinleşmiş oluyor. Eskiden şöyle klasik bir kavram vardı: Hastalıkta, sağlıkta, ömür boyu bir hayat ortaklığı… Günümüzdeki evlilikler sanıyoruz ki böyle olmamaya; artık “ölüm bizi ayırana dek” değil de, bir sorunla karşılaştığımızda “bir güçlük bizi ayırana dek” gibi olmaya başladı. Günümüzde kimsenin kimseye çok fazla çaba sarf etmeye sabrı, tahammülü, gücü kalmamış olabiliyor. Eşler bazen birbirine tahammülsüzleşebiliyorlar. Birbirlerine karşı özensizleşiyorlar, birbirlerini merak etmemeye başlıyorlar. Eşlerden biri ya da her ikisi evliliğin içinde kendini yalnız hissetmeye başlıyor; yalnız, mutsuz, bazen tam ne istediğini bilmez, kopuk… Bu durum hayatın diğer cephelerine de yansıyor. Birtakım kararsızlıklar başlıyor. Bu evliliği bu şekilde mi sürdürsem, biraz toparlamaya mı soyunsam, ayrılsam mı, ayrılırsam ne olur” gibi sorular oluşuyor. Bu tür kararsızlıklar insanların enerjisini çalıyor. Bazen insan tümünü rafa kaldırıyor ve öylesine yaşıyor, evliliği o şekilde tatsız tutsuz devam ediyor. Evlilik terapisinin temel işlevlerinden, amaçlarından biri budur. Seçenekler nedir, onu sunar. Evlilik terapisi, “ya evliliğindeki mevcut hali, eşini bu hali ile kabul et, fakat sızlanma ya da gelin hep beraber bu işe biraz kafa yoralım, durumları biraz düşünelim” der. Evlilik terapisi biraz düşünmek üzerine düşünmeyi öğretir. “Hayatım hakkında kafa yoracağım, evliliğim hakkında kafa yoracağım” dedirtmeye çalışır. Bu gibi durumlarda dışarıdan bir yöntem, profesyonel metodlar işe yarayabilir. Evli çiftlerin uzmandan destek alabileceği sorunlar Evlilikte genelde birtakım temel sorunlar var, temel beklentiler var insanlarda, eşlerde. Bir çift evlilik terapisine geldiğinde sık karşılaşılan şeylerden biri, uzaklaşma hali. Bu, duygusal uzaklaşma, cinsel uzaklaşma, sosyal uzaklaşma olabiliyor; çiftler arasında kopukluk olabiliyor. Bu da süreç içinde bir kısırdöngüye dönüşüyor. Çiftler birbirini suçlamaya başlıyor, kim haklı, kim haksız tartışmaları, eşler arasında mücadele baş gösteriyor. Bunlar da kişilerin yaşam enerjisini çalıyor, hayat kalitesini düşürüyor. Evlilik içindeki sorunlar hayatın diğer cephelerine de yansıyor. Evlilikte karşılaşılan önemli sorunlardan biri de eşlerden birinin alkol problemi, madde kullanımı, kumar oynaması veya sadakatsizlik. Evlilikte aldatma ilişki sorunlarının başında geliyor. Eşin gizli bir gündemi olabiliyor, eşler arasında güven sorunu ortaya çıkıyor veya bir eş diğerine karşı aşırı kıskanç, aşırı müdahaleci olabiliyor. Bazı eşler birbirini gerçekten boğabiliyor. Neredesin, kiminlesin, neden geç kaldın soruları sürekli hale geliyor. Kimi çiftlerde eşlerden biri her şeyi bir arada yapmak istiyor. Kimi çiftler de ayrı hayatlar yaşamak istiyor. Bu anlamda evliliklerde pek çok stil farkı soruna dönüşebiliyor. Evlilikte kimi zaman karı-koca sorunları çocuklara yansıyabiliyor. Bu anlamda evlilik terapisi zaman zaman aile terapisine dönüştürmek gerekebiliyor. Bu terapilerde aile seansına çocukları da dahil ediyoruz. Çoğu zaman insanların karı-koca kimliği ile anne-baba kimlikleri birbirine karışıyor. Bu da ailedeki insanların yerini, sorunları birbirine karıştırıyor. Kim ebeveyn, kim çocuk; hepsi birbirine giriyor. Bu tür durumlarda dışarıdan tarafsız, objektif ve profesyonel bir bakış açısına, bir çözüm yöntemine ihtiyaç oluyor. Evlilikte çiftler en çok birbirlerini anlamamaktan, konuşamamaktan, incir çekirdeğini doldurmayacak en ufak bir şeyden kavga etmekten şikayet ediyor. Çünkü zaman ilerledikçe algılar bozuluyor, eşler birbirini farklı algılıyor, farklı yorumluyor. Tahammülsüzlük başlayabiliyor, kırgınlıklar birikebiliyor. “Zihinsel birtakım hatalar çok kırmayabilir, affedilebilir ancak kalpten yapılan hatalar çok kırar, affedilmesi güç olur” diye bir laf vardır. Eşler birbirlerinden af dilememeye başlıyor. Yeterince mahçubiyet olmuyor veya affetmek güçleşiyor. Zaman içinde eşler birbirine kin beslemeye, düşman gibi yaklaşmaya başlıyor. Evlilik bir ortaklıktan bir mücadeleye, çatılmaya dönüşüyor. Bu hem eşler arasında dış bir çatışma olabiliyor hem de her bir eşin içinde iç bir mücadele sürüyor. Tüm bunlar yoruyor, yaşam kalitesini düşürüyor, hayattan alınan keyfi azaltıyor. Evlilikte çiftler depresif, mutsuz insanlara dönüşüyor. Bütün bunlar bakılması, evlilikte profesyonel bir yardım ile müdahale edilmesi sorunlar arasında yer alıyor. Evlilik terapisi yöntemleri Evlilik ikili bir var oluştur. Daha sonra çocuklar da katılabilir bu varoluşa ancak bu ayrı bir kulvardır. Evlilik iki yetişkin insanın ortak yaşamıdır, hayat ortaklığıdır. Bu anlamda evlilik terapisinde eşlerden ikisine de ihtiyaç vardır. Zaman zaman eşlerden biri terapiye gelmeye gönülsüz olabilir, terapiye inanmayabilir. Ama uzmanlar eşlerin her ikisine de şunu vurgulamaya çalışır: Evlilik çoğu zaman eşlerden yalnızca birisinin çabası ile toparlanamaz. Karşılıklı bir adalet, çaba, mücadele gerekir. Bunun için evlilik terapisi eşlerin her ikisi ile birlikte yapılır. Eşlerden herhangi biri gönülsüz ise en az 4 seans evlilik terapisi önerilir. En az 4 seans şu anlama gelir. Farklı evlilik terapisi metodları vardır. İlk seansta eşlerin her ikisi de terapide bulunmalıdır. Ortak bir seans yapılır. Bu aynı zamanda bir tanışma seansıdır. Evlilikteki temel sorunlar ana hatları ile çizilir. Eşlerin her biri bu evlilikteki temel sorunlar nedir diye bakarlar. Daha sonrasında eşler arzu ederse tekli davet edilir. Sonra yine dördüncü seansta ortak bir seans yapılır. Evlilik terapisi süresi Evlilik terapisinin ne kadar süreceği ile ilgili farklı teoriler olmakla beraber, evlilik terapisi bireysel terapilere göre çok daha kısa süren terapilerdir. En az 4 seans yapılmasında fayda vardır. Arzu edilen başlangıçta haftada bir veya iki haftada bir şeklindedir ama bu para ve zaman ayırmak zor olabilir. Başlangıçta en azından 15 günde bir şeklinde ayarlamak iyi olacaktır. Periyod 15 günde bir 4, 6 veya 8 seans şeklinde olabilir. Bir çifte evlilik terapisi ile merhaba dendiğinde ilk 60 gün içinde en azından 4 seans organize edilmeye çalışılır, çiftlerin bütçesini de göz önüne alarak. Evlilik terapisinde ilk seans tanışma seansıdır ve ortak yapılır. Bu seansta herhangi bir sorun çözülmeye, herhangi bir karar verilmeye çalışılmaz. Çiftlerin soluklanması sağlanır. Ondan sonraki iki seans eşlerle ayrı ayrı 1’er seans yapılması planlanır. Sonra tekrar ortak bir seans yapılır. Çok gönülsüz bir eş söz konusu ise, o durumda eşi buna dahil etmeye çalışmak gerekir. Türkiye’de genelde erkekler bu konuda isteksiz oluyor, terapiye inanmayabiliyorlar veya başka bir insanın huzurunda evlilik sorunlarını konuşmak istemiyorlar. Bunların dışında erkekler bazen evlilikte eşinin sorun olarak gördüğü şeyleri küçümseyebiliyor, “karımın dediği kadar ciddi sorunlarımız yok bizim” diyebiliyorlar. Ancak çoğu zaman ciddi sorunlar birikmiş olabiliyor. Evlilikte kadınlar evliliği anlamak, iyileştirmek konusunda daha fazla çaba sarfediyor, mücadeleci oluyor. Hatta, şöyle de denir: Bir evlilikte kadın daha çok çaba sarf eder, evliliği için mücadele eder ancak kadın vazgeçtiğinde, bıraktığında onun pek geri dönüşü olmuyor. Evlilik özen ve çaba ister. Mücadele etmek gerekir. Meraklı olmalı, yeri geldiğinde kendinizi güncellemelisiniz. Bazı evlilik terapileri çok uzatılmamalıdır çünkü aslında bazı evlilikler çok uzamamalıdır. Bazı evliliklerin bitmesi gerekir ve bazıları da aslında çoktan bitmiştir. Kimi evlilikler ise aslında hiç başlamamış olması gereken evliliklerdir. Bu nedenle bir evlilik terapisini de gerektiğinde sonlandırmayı bilmek gerekir. Evlilik terapisinde çiftlere düşen görevler Evlilik terapisinde temel vurgulardan bir tanesi, eşlerin her birinin kendi sorumluluğunu alıp almayacağını konuşmaktır. Her bir eş kendi hayat sorumluluğunu alacak mı, her bir eş kendi evliliğindeki sorumluluklarını güncelleyecek mi, netleştirecek mi, ne istediğini, neye ihtiyaç duyduğıunu netleştirecek mi; bunları bilmek gerekir. İnsanların evrensel olarak bazı ihtiyaçları vardır. Yakınlık ihtiyacı, bağlanmak, devamlılık, kalıcılık. Bir de kişisel istekler vardır. Bu istekler kişinin kendi köken aile yaşantısından, çocukluğunda, geçmiş deneyimlerinden gelir. Hassasiyetler söz konusudur. İnsanın kendini tanıması kendi sorumluluğundadır. bu evliliğin içinde nelere ihtiyacının olduğunu bilmelidir. Çiftler evlilik terapisine geldiğinde genelde ne istemediklerini bilirler. Ancak eşlere ne istiyorsun, neye ihtiyaç duyuyorsun diye sorulduğunda eşler bocalar. İnsanlar genelde de böyledir. Genelde insanlar ne istemediğini bilir ancak gerçekte ne istediklerine çok fazla kafa yormazlar. İhtiyaçlarını belirleyemez. Bir yandan evrensel ihtiyaçlar vardır; duygusal yakınlık, cinsel yakınlık, sosyal yakınlık, hayatı paylaşmak, devamlılık, sadakat, güven bu evrensel ihtiyaçlardır. Bir diğer tarafta ise kişinin kendi çocukluğundan, kendi geçmişinden getirdiği istekler, hassasiyetler, çatışmalar vardır. İnsanın bunlarla çatışması ve biraz güncellemesi, bütünleştirmesi kişinin kendi sorumluluğudur. Eşler bundan sorumludur. Her insan kendi içindeki mücadeleyi anlamaktan, kontrol etmekten ve yoluna koymaktan sorumludur. Evlilik terapisinde şöyle bir prensip bulunur: Tamamen iyi bir insan, tamamen iyi bir eş yoktur. Hayat sadece iyilikten ibaret değildir. Terapide eşler evliliği idealize etmemeyi ama evliliği değersizleştirmemeyi de öğrenmelidir. Eş idealize edilmemelidir. Ancak aynı eş ideal olmayan yönleri nedeniyle değersizleştirilmelidir de. Evlilik terapisi nedir? Evlilik terapisi hangi durumlarda gereklidir? Evlilik terapisinde eşlere nasıl görevler düşüyor? Evli çiftler ne tür sorunlar için uzmandan destek alabilir? Aile terapisi nasıl yapılır? Evlilik terapisi ne kadar sürer?



YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.